Askıda eskiyenler

 


İnsan zihninin ardında görünmez askıları vardır diye düşünürüm hep. Hayalleri, beklentileri, özlemleri, iç geçirdikleri, kayıp gidenlere kayıtsızlıkları... Sayamadığım, bilemediğim daha kaç tanesi, nicesi. Ne bırakırız yitip gitsin geçmişin sayfaları arasında, ne de tutarız ellerinden can bulsun yaşam yolculuğumuzda. Belki bizim için askıda küf tutmuş bir yarım kalmışlığın zaferle taçlandığı bir emsal, belkide öylece geçen boş bir vakitte zihnimize uğrayan davetsiz misafir hatırlatır en çok da onları bize.
Yıllarca özenle saklayıp kullanmaya da kıyamadığımız eşyalar, ömrünü kapalı dolaplar altında geçiren naftalin kokulu kıyafetler, farkedip planlayıp bir türlü uygulamaya geçirilemeyenler, bir gün... Diye cümleye başlayıp bitirebilecek kadar öncelik tanınmayanlar, hayali seyahatler, bir anlık çılgınlıkla gelen cesur başlangıçlar ve ardına iliştirilen bahanelerle sonu gelmeyen kararlar, içimizde uhde olarak barınan söylemeye de dilimizin varmadığı sözler, yaşamın ağırlığı altında biten bir günde yüzümüzde açmadan solan tebessümler, hep yüreğimizde ekili ama bakımsızlıktan gün yüzüne çıkmadan bedenlerle toprağa karışan duygular...
En çok da zaman doludur askılar, bizler onun içini boşalttıkça o askılarımızda bulduğu boşluklara dolar farklı farklı suretlerde. Pişmanlığa evrilir bazen, ağır geldiğinde  ruhuna öfkeye yada fazlaca yer tutan bir sessizliğe...
Çünkü yanılırız koşturmacalı hayatın bitip artık huzura ereceği yılları inşa ettiği zannı içindeyken. Bilmeyiz ki zaman eşyaların, kıyafetlerin, sözlerin, hayallerin, hedeflerin hayatımıza dair zihnimizde bir kenara astığımız her ne ise onların değil, bizlerin onlara karşı hissettiği aidiyet duygusunu, yüklediğimiz anlamı yok ediyor. Dönüp baktığımızda geriye, zamanın süpürdükleriyle vedalaşmak ağır gelir bize.
Yaşamın hedefinde değil sürecinde gizlidir hepsi. Askılarımız aslında bizlerin yaşamına gerçek anlamı, mutluluğu katabilecek fırsatlarla dolu. "Zaman içinde birçok fırsatın bulunduğu şey, fırsat ise içinde çok fazla zamanın bulunmadığı şeydir" diye çok anlamlı ve güzel bir söz okumuştum. İşte bu sebeple kendimize yapabileceğimiz en güzel yatırımdır farkındalık. Yaşama verilen ufak molalarda durup biraz içe dönüş, kendimizi dinleyiştir, ertelemeden ve anlamını yitirmeden zamanın süpürmesine izin vermeden kendi içimizde yarattığımız bir uyanıştır. Tüm içtenliğimizle harekete geçiştir. Belki kullanmaya kıyamadığımız o fincanda bir kahve, belki giymeyi ertelediğimiz o elbise yada yüreğimizde saklı o iki cümle, belki hep başlamak istediğimiz resimler çizimler yada görmek istediğimiz o yer, yada hergün sessizce önünden geçtiğimiz dükkana o gün tebessüm dolu bir selam ve hatta oyun parkındaki bir salıncakta rüzgara gülümseyen yaşanamamış yetişkin bir çocukluk... İnsanın en anlamlı zaferi, herşeye rağmen zorlu yaşam mücadelesinde dahi, kendi ellerinden tutup kendini ayağa kaldırıp ona iyi gelebilecek herşeyi ertelemeden yaşamının sürecine dahil edebilecek farkındalığı geliştirebilmesidir. İşte bu askıda zaferdir.
Hepimize yaş almış ve almaya devam eden yıllarımızda, zihin dünyamız ve geçmiş yâdımızda, büyük küçük hiç farketmez askıları zaferlerle dolu sağlıklı sıhhatli huzurlu ve mutlu ömürler diliyorum. Esen kalın

Yorumlar

  1. Çok akıcı, sürükleyici ve duygu dolu bir yazıydı. Emeğinize ve ruhunuza sağlık. :)

    YanıtlaSil
  2. Tıpkı askıda kalan, yaşanamayan ömürler gibi. Her geçen gün yarına ertelediğimiz ve bir türlü gerçekleştirmeye cesaret edemediğimiz, biriktiremediğimiz anılar gibi...Yüreğinizden dökülen nağmeler, satırlara dökülüp ne güzel bir hal almış.. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tıpkı dediğiniz gibi... Çok çok teşekkür ederim, kelamım yettiğince ifade etmeye çalışıyorum

      Sil
  3. Seni tebrik ediyorum harika bir yazı

    YanıtlaSil
  4. Hissettiklerimiz yasadıklarımız lakin söze dökemediklerimizi bir çırpıda o kadar güzel anlatıyorsunuz ki yazı hiç bitmesin diye içimizden gecirerek okuyoruz yüreginize kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, benimki naçizane birkaç cümleden ibaret bir yazı. Yinede çok teşekkür ederim :)

      Sil
  5. Geçmişte bişeyler paylaştığımız insanları basitçe hayatımızdan çıkarırken,birgün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katmıyoruz. meğer her zaman aynı fırsatları sunmuyormuş hayat. Hani Cahit Sıtkı Tarancı amca "geç farkettim taşın sert olduğunu su insanı boğar ateş yakarmış" diyor ya ne güzel söylemiş aslında.Fırsatları sayısız sanıp, hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız birisini, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor.Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...
    Yani bı bakmışız askıda bir ömür kalmış.....
    Kalemine saglık umarım askıdaki zafere ulaşanlardan oluruz kardeşim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel yazdınız, öyle doğru ki... Kendini bilen, farkındalığını keşfeden insanlar için, hiçbir yaş geç ve geri dönülmez değildir. Belki de kaçmış gibi görünen bir fırsat, bizler için daha iyisini doğurmak içindir.
      İnşallah herşey dilediğiniz gibi gönlünüze göre olur.
      Teşekkür ederim

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir tutam kış, bir tutam bahar

Yaralar iyileşmez, susmayı öğrenir...

Sakin bir İstanbul sabahı