Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kağıttan gemiyle keyifli bir rota

Resim
Akşam çekmecelerimi düzenlerken kullanmaya kıyamadığım ajandalarım, defterlerim ve biriktirdiğim kalemlerime baktım uzun uzun. Bir kısmı hediye gelmiş, bir kısmıda beğenerek aldıklarımdı. Bir tanesini açıp birşeyler yazayım derken o bembeyaz sayfadan yıllar geçmesine rağmen hala aynı kağıt kokusunun çıkmış olmasına hayret ettim doğrusu.  Zihnime ilişen koku usulca peşine düştü geçmişten kopup gelen takvim yapraklarının... Küçükken ne çok severdim, okul başlamadan önce yapılan kırtasiye alışverişlerini. Daha yolda giderken canlanırdı zihnimde rengarenk kalemler, mis kokulu silgiler, ama en çokta defterleri severdim kapağını açar açmaz burnuma dolan yeni kağıt kokusunu... Güleryüzlü kırtasiyecinin ikram ettiği meyveli şekerlerle dahada güzel hale gelen alışverişi tamamladıktan sonra keyfimi hiçbir şey kaçıramaz edasıyla çıkıp poşetleri ara ara kontrol eder sabırsızlanarak evin yolunu tutardım. Daha o yaşlarda heyecanlandırırdı beni defterlerimin ilk sayfasına yazmak.  Kapağının iç tarafı

Dizelerden anılara yolculuk...

Resim
İstanbul'un yıllara meydan okuyan tarihi semtlerinden Samatya'ya yüzünü dönmüş küçük dar balkonlu ve geniş hatıralı bir evim vardı. İşten yorgun argın geldiğimde biran önce işlerimi bitirip kahvemi de alıp balkona oturuyordum. Bana kendimi iyi hissettiren bu yerde dünyada yaşayan tek insanmışım gibi sadece kendi sesimi duyuyor kısa süreliğine de olsa sakinliği üzerime örtüp uçsuz maviyi hayranlıkla izliyordum. Denizin kokusu balıkçılar çarşısına karışıp yeni aromasıyla Samatya'nın girintili sokaklarından geçerek evlere doluyordu. Zaman ilerliyor ve nihayet gün batıyor... Deniz saçlarına kına yakmış bir kadın zerafetiyle uykuya çekiliyordu. Böyle bir güzelliğe kayıtsız kalamayan gözlerimin ısrarına dayanamayan mürekkep sevdalısı parmaklarımdan nacizhane birkaç satır dökülüverdi... Sessizlik mi? Bu kokan burnuma Rehavetinde kalakalmış gibi zamanın Gün teslim olurken karanlığa Ağır bir film kuşağı sanki her anım Çok sevdiğim eski defterlerimi karıştırırken denk geldiğim dizele

Yağmurdan gelen hüzün... toprak kokusu

Resim
  Yağmurlu bir mayıs sabahına uyandım bugün, işe gitmek için evden çıktığım an yoğun bir toprak kokusu sardı her yanımı. Nemli ve başka kokuları örtercesine ağır. Bu koku bana hep çocukluğumu hatırlatır, uzun bir zaman yolculuğuna çıkarır beni... Daha sesini duyar duymaz evinin koridorundan odasına koşup binanın arka bahçesine bakan pencereyi açıp yağmur ardı yükselen bu kokuyla mest olan bir kız çocuğuydum. Damlaların semada doğup hızla ağacın yapraklarına çarpıp ordanda toprakla kucaklaşmasını izlerdim dikkatle. İzledikçe heyecanlanır, elimi camdan uzatıp yağmura dokunmak için sabırsızlanırdım. Dışarda yağmurdan kaçışan insanların aksine yürümeyi severdim damlalar parmak uçlarımdan akana kadar. Ellerimi açıp rahmetin avuçlarıma doluşunu izlemek, semadan düşen her damlanın kulağımdaki bestesini dinlemek ve bu muhteşem senfoni bittiğinde her yere yayılan toprak kokusunu içime çekmek... Tarifsiz bir keyifti Şimdi düşündükçe eski anılar zihnime akıyor, koku henüz devam ederken yüreğim