Tarih 06.02.2023 saat 04.17...


Simsiyah bir sabaha uyanan memleketimin koynuna düşüyor alev topu apansız, yer gök yangın yeri... Çığlıklar dolduruyor ayrılan duvarların boşluklarını, bir anda ayaklar altında kalan sımsıcak yuvaların, arşa yükselen tozları yapışıyor nefeslere. Mevsim kış gökten yağan ne kar nede yağmur, gökten yağan tek şey feryat ve bekleyiş...

Kurulmak güzelleştirmek için çalışıp günleri ayları yılları harcayıp, geceyi gündüzü birbirine bağlayıp ömür feda edilen evler yuvalar eşyalar, onlar için verilen emekleri ve içinde yaşanan en güzel anları umursamaksızın, şimdi birer düşman gibi enkaz olup geçmiş karşımıza sevdiklerimizi çalmakla tehdit ediyor ve çalıyor da bizden... Hangimiz bilebiliriz ki hayatımızın bir dakika içerisinde bu denli altüst olabileceğini, caddeleri sokakları parkları insanlarla çocuklarla dolu, güzelliği ve tarihiyle her karış toprağı kıymetli memleketimde  ölümün acının kol gezeceğini...

Şimdi haykırmak istiyorum!! Şefkatli ellerle birdaha başı okşanmayacak öksüzlerin, mutluluktan birdaha omuzlarda taşınmayacak yetimlerin, kalbinin bir yarısı buz gibi taşlar altında kalmış hayat arkadaşların, can yoldaşların duaları hatrına!!

Kalk ayağa omzunda "Kahraman" madalyalı Maraş!! hala koynunda atan yürekler ve onları senden bekleyenler var.

Kalk ayağa Hatay!!! Siliniyor çocukluğum hatıralarım, yürüdüğüm yollar, kokusu gelmez oldu çarşıya dolan taze kavrulmuş kahve çekirdeğinin, feryat sesleri dolduruyor Asi'nin şırıltısının yerini, hala bedeninde gizledigin sevdiklerimiz ve canımızdan parça canlar var.

Kalk ayağa Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis, Osmaniye, Adana

Künyesinde kendi adı yazılı olsada, hepsi kalbimizde tek isimle yazılı "Memleketim"  şimdi kaybettiklerinin acısı gözlerinden akanlar ve ruhu teslim olmuş bedenini toprak anaya emanet ettiklerimizle dolup taşıyor... 

Bu yaşanan felaketi dudaklarımızdan dökülen dualarla, gözlerimizden akan yaşlarla ne kadar hissetmeye acısını paylaşmaya çalışsakta, ne kelimelerle anlatabilmek nede anlayabilmek mümkün değil, çünkü korkunun, umudun, acının, çaresizliğin, bilinmezliğin birbirine karıştığı bu hislerin bir tarifi yok biliyorum. Ama yinede en derin duygularla dilimden dökülen bu satırları yazmaktan kendimi alamıyorum. Kayıplarımıza Allah'tan rahmet diliyor, umutla bekleyenlerin sağ selim kavuşmaları için dua ediyorum.

Yorumlar

  1. O kadar üzgünüm ki ne yazsam da içimdekilerin anlatmaz 😞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bende neler neler yazmak istedim ama boğazım düğünlendi devam edemedim, tarifi yok bu duygunun

      Sil
  2. Çocukluğumuz anilarimiz sehirlerimiz gitti...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiklerimiz gitti, memleketimin canından can gitti

      Sil
  3. Kahramanmaraşın sesi olmuşsun arkadaşım içim acıdı.Umarım yaralar çabuk sarılır ve o acılar silinir beyinlerden yine kavrulmuş kahve çekirdeği kokan sokaklarda güzel anılar biriktirili r.Ders almak mı gerekir acaba felaketler bir daha gelmesin diye elimizden herşeyin hatta en mukaddes canın cananınbirer birer gitmesi bize neyi anlatıyor .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim inşallah 🙏 ne güzel yazmışsınız

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaralar iyileşmez, susmayı öğrenir...

Duygusal gezgin

Sakin bir İstanbul sabahı